3, 2, 1… Tıp!
"Son derece ruhsuz bir öpüşmenin ardından aradığını bulamamış olacak ki, geri çekildi Yüklem. Özne'nin yüzüne bakmaksızın ardını dönerken "Rujunu tazelesen iyi edersin" diye homurdandı ve odadan çıkmak için geniş adımlarla ilerledi. "Yüklem..." Diye seslendi ardından kadın, sesi boğuk bir titreyişi barındırıyordu. İlk adını duyunca şaşıran adam duraksadı ama ardına bakmadı. "Silahını unutmuşsun" Kadının sesinde gizlemeye tenezzül dahi etmediği arsız bir sırıtış vardı. Yüklem böylesi bir aptallık yapacak adam değildi esasında ama olmuştu bir kere... Sükûnetle dönerken "Ah, evet..." diye başlasa da, cümlesi havada asılı kaldı. Çünkü silahı Özne'nin elindeydi, namlunun ucundakiyse kendisi. Anlık dehşetini yansıtmaksızın gülümsedi. "İyi denemeydi, tatlım. Hadi ver şunu!" İşte yine o despot ses tonuna sahipti... İstifini bozmayan Özne "Bir başkan silahsız gezmemeli, bunu sen söylerdin." diye fısıldadı. "Tatlım, insanlar bekliyor... Ne yaptığını sanıyorsun?" Tavrında olduğu kadar sesinde de korkudan çok aşağılama hâkimdi."
Devamını Oku