Adını Unutan Adam
Ölüdeniz, Şeria, Petra, kısa etek, esmer kız… Kimim ben? 18 yıl önce o sel yatağında kim geldi peşimden? İşkence... Kim gülüyor? Kim konuşuyor? “Sakın Freud, Marx ve Einstein deme” “Dişlerim nerede?”... Önde köpekler, arkada aydınlatma mermilerinin ışığı altındaki askerler... Uzak topraklarda devrime inanan üç arkadaş... Ölen, kalan ve direnen hayaller… Mehmet Eroğlu, belleğin, fedakârlığın ve unutmamanın romanını yazıyor. Dünyayı değiştirmek isteyenler ölümü yenerler, kahraman olurlar. Adını Unutan Adam, bir ’68 hikâyesi... Hızlı, rahatsız edici, isyankâr ve hüzünlü... Adını Unutan Adam Gerçek hayat, yaşamak istediğimizle yaşadığımızın arasında kalandır, diyen yanılıyor. Gerçek hayat, köpeklerle aramızda giderek kısalan uzaklık; ve biz onun sonuna doğru koşuyoruz.
Devamını Oku