Alaycı Teoriler
Dilin şiddet ve bilimin cinsiyetçi olduğunu hiç duydunuz mu? Size hiç obez olmanın sağlıklı olduğu, biyolojik cinsiyet diye bir şeyin olmadığı veya sadece beyazların ırkçı olabileceği söylendi mi? Bu fikirler kafanızı karıştırabilir. Bunlar Batı toplumunun mantığına güçlü şekilde meydan okumaktadır. Bu cesaretin nereden kaynaklandığını merak ediyor musunuz? Helen Pluckrose ve James Lindsay, bu kitapta bu fikirleri besleyen dogmaların, Fransız postmodernizmindeki kaba kökenlerinden, aktivist akademik alanlardaki inceliklerine kadar nasıl bir evrim geçirdiğini gözler önüne seriyorlar. Bugün bu dogmalar, ana akım medyada, sosyal medyada, üniversite amfilerinde ve kampüslerinde karşı konulamaz ilke ve değerler olarak kabul ediliyor: Bilgi sosyal bir inşadır; bilim ve akıl, baskı araçlarıdır; tüm insan etkileşimleri, baskıcı gücün oyun alanlarıdır ve dil tehlikelidir. Pluckrose ve Lindsay’a göre bu Aydınlanma karşıtı inançların kontrolsüz çoğalması, sadece liberal demokrasi için değil, aynı zamanda modernliğin kendisi için de bir tehdit oluşturuyor. Alaycı Teoriler, uygulamalı postmodernizmin postkolonyal teori, queer teori, eleştirel ırk teorisi, dördüncü dalga feminizm, toplumsal cinsiyet çalışmaları, şişmanlık çalışmaları ve yetenekçilik gibi pek çok alandaki akademik yaklaşımlarını aşırı ve tutarsız bulmakta ve bunları eleştirmektedir. “Birçok insan, akademiden taşarak gündelik hayatın diğer alanlarını sular altında bırakan uyanıklık, sosyal adalet savaşı, kesişimsellik ve kimlik politikalarının yükselişinden şaşkına dönmüş durumda. Peki bunların kaynağı ne? Arkasında hangi fikirler var? Bu kitap, kültürümüzü saran hareketlerin şaşırtıcı derecede sığ entelektüel köklerini açığa çıkarıyor.” Steven Pinker, Johnstone Psikoloji Profesörü, Harvard Üniversitesi ve Enlightenment Now kitabının yazarı “Bu kadar boş, anlamsız, gösterişçi, amaçsız ve gerici hatta bir o kadar da aptalca ve sıkıcı bir düşünce ekolüne yönelik karşıt, ateşli bir saldırı bile insanı hiç mi heyecanlandıramaz? Evet, işte tüm bunlara karşılık gelen postmodernizmdir. Postmodernizmin ne olduğunu anlamak istiyorsanız, aydınlanma projesinin iki asil kahramanının bilgi ziyafeti niteliğindeki bu kitabını okuyun. Nöronlarınızı ve zamanınız daha iyi kullanmak istiyorsanız, bilime bağlı kalın. Asıl mesele bu.” Richard Dawkins, New College Oxford emekli öğretim üyesi“Alaycı Teoriler, sosyal adalet anlayışına sağlam, isabetli ve gerekli bir eleştiri yönelten mükemmel bir kitap. Yazarlar, sosyal adalet düşüncesinin postmodernizmdeki izlerini titizlikle sürerken; bir zamanlar revaçta olan teorisyenlerin ana akıma nasıl sızdığını ve bu durumun liberalizm, eşitlik ve ifade özgürlüğü ilkeleri aleyhine ortaya çıkardığı kötü sonuçları gözler önüne seriyorlar.” Andrew Doyle, Titania McGrath’ın yaratıcısı "Son derece önemli ve güncel bir çalışma olan bu kitapta, Pluckrose ve Lindsay, günümüz Sosyal Adalet haçlılarının entelektüel kökenlerinin izini sürüyorlar. Sade bir dil ve adil bir perspektifle, sosyal adalet uğruna verilen mücadelelerinin akıl ve gözlemin yanı sıra özgür ve sağduyulu bir tartışma çizgisinde yürütülmesi halinde son derece güçlü bir kazanımı beraberinde getireceğini savunuyorlar. Dar görüşlü Sosyal Adalet ideologlarının ise; (küçük harflerle) sosyal adalet davasına verdikleri zararları dile getiriyor ve daha iyisini yapmak adına pratik stratejiler sunuyorlar." Alan Sokal, University College London Matematik Profesörü ve Fashionable Nonsense: Postmodern Intellectuals’ Abuse of Science kitabının yazarlarından “Kültür savaşını anlamamıza yardımcı olacak büyüleyici bir rehber. Titizlikle araştırılmış ve kusursuz bir şekilde kaleme alınmış Alaycı Teoriler, buraya nasıl geldiğimize ve ileriye dönük en iyi çözümlere dair açıklamalar sunuyor.” Debra Soh, PhD, cinsiyet nörobilimcisi ve The End of Gender kitabının yazarı “Linç kültürünün ardındaki felsefeyi ve neden bu kadar ürkütücü olduğunu öğrenmek istiyorsanız bu kitabı alın. Ardından arkadaşlarınıza ve ailenize hediye edin.” Ayaan Hirsi Ali, insan hakları aktivisti
Devamını Oku