Bu Kese Çok Karışık
Zorlu bir deneyim olan ayrılık kaygısını, anne kanguru ile yavrusu üzerinden anlatan Bu Kese Çok Karışık, bağımsızlaşma ve bireyselleşme yolundaki çocuklara çok iyi gelecek! Dünyaya yeni gelen bir bebeğin yaşadığı büyük değişim sonucu hissettiği gerilim, kapsayıcı bir annenin kucağıyla temas ettiği anda yatışır. Bu büyülü kucak, bebek için ilk güvenli yerdir. Hayat boyu karşılaşılan tüm değişim ve dönüşüm dönemlerinde bu kucağa dönmeyi hayal etmek bile epey rahatlatıcıdır. Doğumdan sonra anneler, bebekleri ve kendileri için ortak bir yaşam alanı oluştururlar. Bu ortak yaşam alanı içerisinde duygularını, düşüncelerini, ilgi alanlarını, yeteneklerini, seslerini, hayat görüşlerini ve kendi dünyalarına ait daha pek çok şeyi bebekleriyle paylaşırlar. Bu zihinsel besinler çocuğun hayal gücünü ve düş kurabilme kapasitesini geliştirirken onu birey olmaya hazırlar. Yaşamsal ve zorlu bir deneyim olan ayrılığı çocuklara anne kanguru ve yavrusunun ilişkisi üzerinden sunan bu kitapta, bağımsızlaşma deneyimi dokunaklı bir hikaye üzerinden dile getiriliyor. Anne Kanguru Suzi’nin sıcak ve tıpkı onun gibi kokan rahatlatıcı kesesinde konforlu bir yaşam süren Ozi, onun dışarıdan topladığı eşyalarla kesesini doldurmasından bir süre sonra rahatsız olmaya başlıyor. Geçmişte idare etmesi kolay olan hatta Ozi’nin dünyasını zenginleştiren bu eşyalar onun da büyümesiyle birlikte yaşam alanında bir sıkışıklığa sebep oluyor. Bu karmaşanın çözümünü içeriyi düzenlemekte arayan Ozi bir süre sonra çözümlerinin yetersiz kaldığını fark ediyor. Kesenin tüm güçlü sahibi olmanın verdiği haz, bu karmaşıklık sonucu kesintilere uğruyor. Ablası Eli’nin bir zamanlar onun da bu kesede yaşadığını ve büyüdüğünde ise vedalaştığını anımsatmasıyla Ozi keseden ayrılmanın kaçınılmaz olduğunu fark etmeye başlıyor. Tabii bu durum onu öfkelendiriyor ve yarısı yenmiş bir muz kabuğunun içeri girmesi ise bardağı taşıran son damla oluyor. Ailesi Ozi’nin yeni yaşam alanı olan çocuk odasını, kesenin içindeki eşyalarla dekore ederek onun ilk ayrılma ve bireyselleşme girişimine yumuşak bir geçiş yapmasına yardımcı oluyor. Annesinin şalı ve onun için ördüğü battaniye gibi rahatlatıcı nesneler de burayı benimsemesini kolaylaştırıyor. Sonuç olarak Ozi’nin hayatında yepyeni bir dönem başlıyor. Annelerin çocuklarına öğrettikleri her şey, kendi yolculuklarında onlara rehberlik edecektir. Bununla birlikte birey olabilmek için çocukların annelerinin yokluğunda hissettikleri gerilimi, hayal güçlerine yaslanarak yatıştırmayı da deneyimlemeleri gerekir. Bu benlik gücüne sahip çocuklar fiziksel ayrılığa hazır hale gelirler. Böylelikle hayatın yegane ve en heyecan verici maceralarından birini yaşamak üzere ilk adımlarını atabilirler. Tabii annelerinin parçası olan rahatlatıcı eşyalar eşliğinde…
Devamını Oku