Bursa’da İki Zaman
“Yine akşamlı bir akşam, neden orada olduğumu bilmediğim bir akşamdı. Ayın ışığı mıydı yoksa onunkâfir ortağı olan sokak lambaları mı ıslak sokakları aydınlatan, hatırlamıyorum. İçine daldığım sokak inadınaıssızdı. Hani cinlerin bile top oynamayı bırakıp çoktan uykuya çekildiği cinsten bir yalnızlık. Ruhumda birdalgalanma hissettim; yerde bir titreşim. Bir hayaldi belki. Gündüz gözüyle görülen bir düş gibi sahiciydi. Biradam yaklaştı varlıkla yokluk arasında bu sırada. Bir adam yaklaştı rüyayla gerçeğin tam ortasında…”Yelkeni motora yenilen gemiler, otopark olan saraylar, kimsenin zamanına aldırmadığı saat kuleleri…Cildi dağınık kitaplar, birbirini duymayan adamlar, aynı kaldırımı ayrı zamanlarda adımlayanlar…Bursa’da İki Zaman, yeri hatırlanmayan sayfaların, rüyalardan haber almaların, hatırı dört yüz yılı aşanbir kahvenin hikâyesi…
Devamını Oku