Camdaki Mendil
Güneş, gökyüzüne dağılmış pamuk gibi bulutların arasında bulduğu boşluklardan süzülüp son ışıklarıyla günü uğurluyor gibiydi. İri bir portakal gibi yavaş yavaş denizden batmaya başlayınca sahile doğru genişleyen ışıltılı, parlak bir yol çizdi. Sahildekilere vuran son ışıklar, terk ettiği gökyüzünü kızıla boyadı, evlerin açık pencerelerinden girerek duvarlara kahverengimsi parlak bir cila çekti. Birazdan doğacak ay, geceye fener olmak için sırasını beklerken ona: “Bat artık, ben doğacağım.” diyordu.
Devamını Oku