Eski Türk Şiiri
Fuad Köprülü’nün Atatürk’e “Berlin’de Tatar kökenli bir Türk var. Doçentlik tezini savunarak doçent unvanını almış. Tataristan komünistlerin işgali altında olduğu için Tataristan’a dönemiyor” diye takdim ettiği Reşid Rahmeti, eserlerini inceleyerek takdirle karşılayan Atatürk’ün, “bu Türk’ü İstanbul Üniversitesi’nde profesör olarak görevlendiriniz Fuad Bey” talimatıyla Türkiye’ye davet edilmiş, böylece Türk filolojisinin temeli de İstanbul Üniversitesi’nde atılmış oldu. Türk gramerciliğinin babası olan Ord. Prof. Dr. Reşid Rahmeti Arat İstanbul Üniversitesi’nde 31 yıl çalıştı. 64 yaşında iken 29 Kasım 1964 Pazar günü geçirdiği bir kalp krizi sonucunda aramızdan ayrıldı. Bu sırada Türk Tarih Kurumu’nda ESKİ TÜRK ŞİİRİ adlı son eseri basılıyordu. Arat’ın doçenti Muharrem Ergin bu eserinin tashihlerini yaptı ve Eski Türk Şiiri, ölümünden bir yıl kadar sonra 1965 yılında Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlandı. Eski Türk Şiiri’nde 35 metin yer almaktadır. 1.-59. sayfalar arasında yer alan yedi metin Mani dini muhitinde yazılmış manzum parçalar olup ilk kez Albert August von Le Coq tarafından yayımlanmıştır. 61.-242. sayfalar arasında yer alan 8.-27. metinler Burkan (Budist) dini muhitinde yazılan metinlerdir. 8.-15. metinler BM Or. 9212/108’de kayıtlı olup ilk kez R. R. Arat tarafından okunmuştur. 243.-267. sayfalar arasında yer alan İslâmî muhitte yazılmış 28.-33. metinler ilk kez W. Bang-Kaup ile R. Rahmeti Arat tarafından okunmuştur. 269.-275. sayfalar arasında “Nazım ile ilgili parçalar” başlığı altındaki bölümde 14 atasözü yer almaktadır. 277.-305. sayfalar arasında yer alan son metin W. Bang-Kaup ile A. von Gabain tarafından ilk kez TT I’de yayımlanan bir fal kitabıdır. 307.-438. sayfalar arasında metinlerde geçen kelimeler ile ilgili açıklama notları yer almaktadır. 439.-506. sayfalar arasında ise metinlerin tıpkıbasımları yer almaktadır. Eski Uygur Şiiri hakkında toplu olarak yazılan ilk eser Eski Türk Şiiri adlı bu eserdir. Eski Türkçe ile ilgilenen her Türkoloğun kitaplığında yer almalıdır. ‒Prof. Dr. Osman Fikri Sertkaya
Devamını Oku