Gümüş Güvercin
Andrey Belıy’ın Rusya tarihinin felsefesi üzerine tasarladığı epik üçlemenin ilki olan bu romanında, Doğu’nun okült (gizlicilik) güçleriyle kuşatılmış bir kişilikten yola çıkarak, Rusya’nın Doğu ve Batı arasındaki konumu ele alınıyor.Olaylar Rusya’nın bir köyünde geçer. Romanın başkişisi Daryalski Batı ve antik kültürü özümsemiş, okült öğretisiyle tanışmış, ama yeni bir gerçekliğin peşinde koşan tatminsiz genç bir aydındır. Sonunda kenti terk edip bir köyde yazlık bir ev kiralar. “Güvercinler” adlı mistik bir tarikatın üyesi olan köylülerle tanışır ve onlara katılarak köye yerleşir. Halkla kaynaşmaya ve derinliklerine girmeye çalışarak köy yaşam tarzı sürmeye başlar. Köylülerin esrimeye varan tutkulu mistisizmi ve tarikat üyesi bir kadınla yaşadığı aşk onu burgaç gibi içine çeker. Doğu ile Batı arasında gidip gelen Daryalski katıldığı tarikatın Rusya değil, Doğu’nun karanlık uçurumu olduğunu çok geç de olsa anlar ve kurtulmak için bu Rus köyünün karanlık, okült güçleriyle umutsuz bir mücadeleye girer.Roman “Rusya’nın kurtuluşu nerededir, Doğu’da mı, Batı’da mı?” geleneksel sorusuna bir yanıt denemesidir.
Devamını Oku