Saygı
Sennett, toplumsal ilişkilerimizde ve benliğimizde temel bir unsur olan saygı üzerine kaleme aldığı bu kitabında esas olarak şu meselelere yoğunlaşır: Bir yetişkinin bağımlı olmasının küçük düşürücü etkileri, kendine duyulan saygı ile diğerleri tarafından tanınma arasındaki fark, eşitsizliğin iki tarafında karşılıklı saygı göstermenin zorluğu. Yazar, bu meseleleri kendi tecrübelerinden yola çıkarak açıklamaya girişir. Ancak bunu, çağımızın bir hastalığı olan sürekli kendine referans vererek bazı şeyleri açıklama hatasına düşmeden, belirli bir mesafelilik içinde yapar. Richard Sennett kimi sosyal bilimcilerin yaptığı gibi kendini anlamak için diğerlerini kullanmaz; tam tersine kendi tecrübelerinden yola çıkarak diğerlerini anlamaya çalışır. Yazarın başvurduğu başka bir tecrübesi de Chicago’daki alt orta sınıfların yaşaması için planlanmış bir toplu konut projesi olan Cabrini’de geçirdiği çocukluğudur. İyi niyetli planlamacıların başta etnik ve sınıfsal bir karışım laboratuvarı gibi düşündükleri Cabrini’yi daha sonra yıkıma taşıyan toplumsal süreçleri inceler. Bu sınıflara layık görülen, sosyal hizmet uzmanları ve planlamacıların kontrolündeki “tasarlanmış hayat”tan yola çıkarak başka birine saygı duyma uğruna kendini geri çekme ihtiyacı; kendine saygı ile grup saygısı arasındaki ayrım; kendine güven ile başkalarına hürmet arasındaki uyumsuzluk; başkalarının size benzer olduğunu hayal etme “hatası”ndan doğan ilişki gibi meseleri ortaya atar. Bu meseleleri, kimi zaman kişiye özel, kimi zaman yardım kurumları, iş dünyası, tarih sahnesi, müzik çevreleri, Amerikan Solu gibi genel bağlamlarda oya gibi işler. Schubert’ten örnek vererek, oda müziği icracılarının beraber çalma ve ortaya büyüleyici ve ahenkli bir müzik çıkarma tecrübelerinden hareketle, toplum içinde başkalarına ve kendine saygı, mesafelilik, hem bireyselliğini ortaya koyup hem de birileriyle beraber bir şey yapma denklemi için güzel bir çözüm önerir. Herkesi, bireylerinin kendilerine ve başkalarına saygı duymayı başarabildiği, ahenkli sesler çıkarabilen bir toplumun hayalini kurmaya davet eder.
Devamını Oku