Yüz yılı geride bırakıp ikinci yüz yılın ilk günlerini yaşıyor Türkiye Cumhuriyeti. Haydar Ergülen de kendi merceğinden geride bıraktığımız yüz yıla bakıyor. Bu kez, A'dan Z'ye bir lügatçe ile…
100. Yıl Cumhuriyet Alfabesinde Ergülen Ankara'dan kalkan tramvayla yurt sathına uzanıyor. İzmir Fuarı'nda sahneyi yeniden kuruyor. Ulus Meydanı'ndan Taksim Meydanı'na simge meydanları ve burada yaşananları yazıyor. Bomonti Bira Fabrikası'na uğrayıp akşam serinliğinde içimizi ferahlatıyor. Siyasetten gündelik hayata, sanattan yakın tarihin travmalarına yeni bir "sözlük" kuruyor. Kimler yok ki… Ecevit, (Çoban) Sülü, Âşık Veysel, Nâzım, Zeki Müren… Nice zorluklarla kurulan Cumhuriyet'in Çorum'dan Maraş'a, Sivas'a nice zorluklara da göğüs gerdiğini gösteriyor. Bir dönem birileri "yüz yıllık ara" gibi mesnetsiz ifadeler kullandıysa da, Cumhuriyet'in "ilelebet payidar kalacağını" hatırlatıyor. Serde şairlik var, şairlik kadar devrimcilik de! Haliyle dünden bugüne Cumhuriyet'in nasıl ve kimler tarafından örselenmeye çalışıldığını Ergülen'ce ve lisan-ı münasiple anlatıyor.
100. Yıl Cumhuriyet Alfabesi Cumhuriyet'in nasıl kurulduğuna değil, günahıyla sevabıyla nasıl bir yüz yılı geride bıraktığımıza dair eleştirel bir Cumhuriyet okuması.