Artık Antalya halkı sakindi. Ancak bu sükûn ve intizam İtalyanları büsbütün düşündürüyordu. Çünkü her sükûnetin, her fazla sessizliğin arkasında muhakkak bir fırtına saklı olduğunu İtalyanlar çok iyi biliyorlardı. Bahusus Türk susuşu ve sonra coşan, feveran eden Türkün hiddeti yalnız İtalyanlarca değil; bütün cihan ve bütün kâinatça malumdu.
Ciano Alessandro'nun On İki Adalarda kumandanlığı ve daha evvel de bulunduğu bir iki küçük müstemlekede zabitliği sıralarında edindiği tecrübe, Marki'nin öyle atıp tutması ile bütün bu işin bitmeyeceğine dair içinde bir vehim yaratıyor. Herçe badabad tedbir ve ihtiyatı elden bırakmamayı düşünüyordu. Bahusus o, Türkleri daha iyi biliyor ve tanıyor, bir işgal kumandanı, bir asker gözüyle Türklerin ne yaman insanlar olduğunu her zaman için teslim ediyordu. İcabında bir tekinin bile bütün bir müfrezeye, bütün bir bölüğe, hatta kumandana ve kumandanlığa karşı koyduğunu birkaç defa tercüme etmiş bulunuyordu.
Yazık! Aralarında çok yaşamışsınız amma henüz Türkleri tanıyamamışsınız. Milli meseleler mevzu bahis olduğu zaman Türklerde centilmenlik, nezaket ve seremoni aramak pek gülünç olur. Böyle nazik devrelerde Türk sade bir şeyi düşünür; milliyetini ve milli onurunu. Bundan başka her şeyi ayaklar altına alabilir. Bunun içindir ki ben onlardan daima tevakki ederim. Bu hususta Türkler çok korkunçturlar Marki sözüme inanınız.