1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı ya da tarihimizde bilinen ismiyle 93 Harbi, Türk tarihinin en ağır yenilgilerinden biriyle sonuçlanmıştır. 24 Nisan 1877 tarihinde başlayıp yaklaşık bir sene süren bu büyük savaşta Osmanlılar iki önemli cephede Ruslara karşı savaştı. Bunlardan ilki Doğu Anadolu cephesi, ikincisi de Balkanlarda Tuna cephesiydi ve Osmanlılar Ruslara karşı her iki cephede de başarılı savunma savaşları verdiler. Fakat sonuçta, Karlofça Antlaşması'ndan sonra Türk tarihinin en ağır antlaşmalarından biri olan 1878 Berlin Antlaşması'yla Osmanlı yenilgisi kesinleşti ve Osmanlı Devleti Makedonya ve Doğu Rumeli dışındaki Balkan topraklarını terk etmek zorunda kaldı. Bu savaşın zihinlerde kalan belki de en önemli noktaları ise Gazi Ahmed Muhtar Paşa'nın Erzurum Aziziye tabyalarında, Süleyman Paşa'nın Şıpka Geçidi'nde ve Gazi Osman Paşa'nın Plevne'deki ünlü direnişleriydi ve her üç direniş de Osmanlı Devleti'nin en azından askerî açıdan sanıldığı kadar "hasta adam" olmadığını ispat ediyordu.
Bu savaşın Tuna cephesini konu edinen eser, "1877-1878 Osmanlı-Rus Seferinde Osmanlı Kumandanları" adını taşıyan ve dört bölümden oluşan 69 sayfalık bir tercüme olup, 1913 (1329) yılında İstanbul'da Ebüzziya Matbaasınca yayımlanmıştır. Bilhassa harp tarihi açısından ilgililere faydalı olacağını düşündüğümüz bu eser, mütercimi Halil Rüştü Bey'in dediği gibi "askerî tarihimize leke veren bir savaşın en mühim, en muallak noktalarını" aydınlatmaya çalışmaktadır. Her ne kadar bugün 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı ile ilgili elimizde çok daha ayrıntılı ve üst düzey çalışmalar bulunsa da, savaşla ilgili eserde yer alan bazı teknik ayrıntılar kaynak olarak kullanılabilecek niteliktedir. Bu nedenle eser günümüz harflerine çevrilerek okur ve araştırmacıların istifadesine sunulmuştur.