Devletleşme sürecini tamamlayamamış dört küçük Balkan ülkesi Rusya'nın teşvik ve kışkırtmasıyla bir araya gelerek Ekim 1912'de Osmanlı Devleti'ne saldırdı. Amaçları Türkler'i Avrupa'dan çıkarmak ve Osmanlı'nın Avrupa topraklarını paylaşmaktı.
Osmanlı Devleti hazırlıksız yakalandığı bu savaşta büyük bir yenilgiye uğradı. Yenilginin bedeli çok ağır oldu. Bulgarlar İstanbul yakınlarına, Çatalca'ya kadar geldiler. Beş yüz yıllık Türk yurdu olan Rumeli'nin büyük bir kısmını kaybettik. Devlet-i Aliyye'nin batı kanadı kırıldı.
Bilinçaltlarındaki Türk-Müslüman karşıtlığı ve nefretiyle hareket eden barbar Bulgar, Yunan, Sırp, Karadağ askerleri ve komitecileri işgal ettikleri yerlerde Türkler'e karşı etnik ve kültürel temizlik uyguladılar. 500 binden fazla Türk'ü kadın, yaşlı, çocuk, bebek ayırt etmeden koyun gibi boğazlayarak, câmilere samanlıklara doldurup diri diri yakarak, organlarını keserek vs. korkunç yöntemlerle katlettiler. Balkan Haçlı vahşileri ayrıca pekçok Müslümanı zorla Hristiyanlaştırdılar. Kadınların, kızların namusuna saldırdılar. Türklerin kültürel izlerini yok etmek için câmileri yaktılar yıktılar, mezarlıkları ortadan kaldırdılar. Yaklaşık 450 bin insanımız bu zulüm ve vahşetten kaçarak Anadolu'ya göç etti.
Bu savaşı Türklere karşı bir "Haçlı Seferi", "Hilâl-Haç Mücadelesi" olarak gören ve "Türkler Avrupa'dan atılıyor", "Hristiyanlar Müslümanlardan kurtuluyor" diye bayram eden Hristiyan Batılılar, Balkanlı müttefiklerin yanında yer alarak onların zulüm ve katliamlarına seyirci kaldılar.
Bu çalışmamızda; Balkan Haçlı vahşilerinin milletimize yaptıkları korkunç zulüm ve katliamlar, çoğu savaş dönemine ait kaynaklardan faydalılanarak örnekleriyle anlatılmıştır.