Güncel olaylarla doğrudan ilgili olan bu kitap, 1945'ten günümüze uluslararası siyasi ilişkilere kapsamlı bir genel bakış sunmaktadır. II. Dünya Savaşı'nın sona ermesi devletlerarasındaki ilişkilerde önemli bir kırılmaya işaret eder. Öncelikle Avrupa devletlerinin gerilemesi karşısında, kendi etraflarında homojen bloklar oluşturmayı hedefleyen ABD ve Sovyetler Birliği'nin yükselişine tanık olduk. Soğuk Savaş hız kaybetmezken, sömürgeleştirilmiş halklar Avrupa'nın himayesinden kurtulmaya çabaladı. Artık yeryüzünde uluslararası ilişkilere bir nebze olsun katılmayan neredeyse hiçbir bölge kalmamıştı. 1960'lı yıllardan 1980'li yıllar arasında iki kutuplu dünya yerini, yeni hesaplaşmaların ortaya çıktığı bir dünyaya bıraktı.
1989-1991 yılları arasında yaşanan devrim niteliğindeki olaylar, Soğuk Savaş'a son verdi. Amerikan süper gücünün egemen olduğu uluslararası toplum, 11 Eylül 2001 olaylarının daha da olanaksız hale getirdiği yeni bir dünya düzeni arayışındaydı.
21. yüzyılın ilk yıllarına küreselleşme olgusu ve başta Çin olmak üzere yükselen güçlerin ortaya çıkışı damgasını vurdu. 1990'ların barış umutlarından çok uzakta, uluslararası düzene yönelik meydan okumalar 2010'larda dünyayı yeniden bir gerilim ve şiddet sarmalına itti.
Covid-19 salgını ve Ukrayna savaşının (2022) neden olduğu şokların etkisiyle, ulusötesi sorunlar, çok taraflı çözümler gerektiren bir dünyayı iyice parçaladı.
Kırılma anları, tırmanan kriz ve gerilimler, yeni ittifak arayışları, antlaşmalar, hiç bitmeyen savaş ve barışlar… Uluslararası ilişkiler alanında yetkin bir isim olan Maurice Vaïsse yaşadığımız dünyanın bu baş döndürücü hızını, siyasi ve ekonomik güç dengelerini gözeterek tarafsız bir gözle analiz etmektedir.