Kapalı pencereden bakıldığında bile dışarıdaki soğuk belli oluyordu. Sokakta rüzgâr, yırtık kâğıt parçalarını girdap gibi döndürüyor, tozu dumana katıyordu. Nereye baksanız, siyah bıyıklı yüz karşınızdaydı. Evin hemen karşısında da bir tane vardı. BÜYÜK BİRADER SENİ İZLİYOR yazan posterdeki karanlık gözler Winston'ın gözlerine dikilmişti. Sokakta, bir köşesi yırtılmış başka bir poster rüzgârla salındıkça, altında yazan INGSOS yazısı bir görünüp bir kayboluyordu. Uzaklarda bir helikopter çatıların arasından süzüldü, kıvrımlı bir hareket yaparak tekrar havalandı. Pencerelerden insanların evlerini gözetleyen polis devriyesiydi bu. Ancak devriyeler önemli değildi. Sadece Düşünce Polisi önemliydi.