20. yüzyılın Türk müzik sanatı, yeni Türkiye'nin Cumhuriyet politikaları ile şekillenmiştir. Dünya'da ve Avrupa'da ulusalcılık akımı, ülkelerin kültür anlayışlarında gelenekle modernite arasında bir köprü olmuştur. Uzun bir süre Klasisizm ekseninde kuralcı bir müzik anlayışını benimseyen Avrupa, 20. yüzyıla gelindiğinde geleneksel kuralların yıkıldığı ve yeni akımların ortaya çıktığı bir döneme girmiştir. Tam bu noktada, çağdaşlaşma atılımlarını hızlandıran Türk müzik sanatı; ulusalcı, gelenekçi ve modern bir çizgide geleneksel motifleri çokseslilik anlayışı içinde yeniden üretime dâhil ederek, evrensel çizgide sanatsal eserler ortaya koymuştur. Bu aşamada hiç şüphe yoktur ki birinci kuşak Türk Beşleri ve onların yetiştirdiği ya da model olduğu ikinci kuşak ve sonrakilerin emeği çoktur. Bu kitapta, önce ilk kuşak Türk bestecileri içinde Türk Beşleri'nin geleneksel Türk müziği çokseslendirme yaklaşımlarında nasıl bir yol izledikleri, hangi akımlardan etkilendikleri ve eserlerinde ne gibi stil ve teknikleri kullandıklarından bahsedilecektir. Kitabın ilerleyen bölümlerinde, Türk Beşleri'nin geleneksel çokseslilik yaklaşımları, Kemal İleri'nin Dörtlü Armoni sistemi ile birlikte ele alınacak ve ardından Türk müziğinin çokseslendirilme sürecinde ne gibi unsurların etkili olduğu örneklerle sunulacaktır. Kitabın son bölümlerinde, Türk müziği çokseslendirmesinde kullanılan ve tespit edilen yaklaşımlar üzerinden (makam, tartım, dizi, mod, stil vb. teknikler) yapılan bir müzik çalışmasının analizi gerçekleştirilerek, bu yaklaşımların geçerliliği gözlenecektir.