IMF-Kemal Dervis'in 2000'lerin basında formüle ettigi iktisadi programı miras alarak yola çıkmıs olan AKP, ulusal ekonomiyi bu programa uygun sekilde küresel ekonomiye baglayıp, tavizsiz biçimde iç ve dıs sermaye yanlısı politikalar güttü. Emekçi halkın mücadeleyle elde ettigi kazanımlarına sistematik bir biçimde saldırmaya hiç ara vermedi. Sadaka mekanizmasıyla kazanmak istedigi emekçi kitleler haklarını korumak için seslerini yükselttiginde, "Ayaklar bas olmaz," diyerek sınıfsal pozisyonunu
açıkça deklare etti. Grev yasaklarını patronların hizmetine sundu.
Böyle bir rejimin maliye alanında da aynı bakıs açısının farklı olmadığına kusku yok. AKP iktidarında, devlet mülkiyetinde olan kurum ve kuruluşların kaynakları patronlara aktarıldı. Kamu hizmetlerinin sunumunun taseron sirketler kanalıyla gerçeklestirilmesi neredeyse bir kural halini aldı. Dev holdinglerin milyarlarca liralık vergi borçları bir kalemde silindi. Devlet, Yap-Islet-Devret veya Kamu-Özel Isbirligi projeleri vasıtasıyla belirli sirketlerin kasasına kamu gelirlerini transfer etmeye koyuldu. Issizlik fonundan her yıl milyarlarca lira, sermaye sınıfına tesvik adı altında ödendi.
Bu kitap, kısaca özetledigimiz gelismeler dogrultusunda, Türkiye'de AKP iktidarında geçen 20 yılda maliye alanında yasananlara ısık tutmayı amaçlıyor.