21. yüzyıl ile birlikte değişen yerel, bölgesel ve küresel şartlar, Türkiye'nin dünya siyasetindeki yerinin yeniden yorumlanmasını da beraberinde getirmiştir. 11 Eylül'den Afganistan ve Irak savaşlarına, "Arap Baharı"ndan Suriye'de yaşanan insanlık dramına kadar bir dizi zorlukla mücadele anlamına gelen 2000'ler, dünya tarihinde barışçıl bir dönemin başlangıcı olmaktan uzak görünmektedir. Bu nedenle değişim ve dönüşüm çağı olarak adlandırılan 21. yüzyıl, çatışma ve yıkım çağı olma potansiyelini de içinde barındırmaktadır. Yeni dönemin fırsatlar kadar, risk ve krizlerle de bezeli bu yapısı, Orta Doğu'nun hassas bölgesel dinamikleri nedeniyle, Türkiye'yi çok daha dikkatli olmaya itmekte ve duygusal refleksler yerine, akılcı politikalar üretmeye mecbur bırakmaktadır.
Bu kitap, Türkiye'nin 21. yüzyılın kendine has nitelikleriyle yüzleştiği, fırsatlar kadar risk ve krizlerle ilgili tutumunu da netleştirmeye çalıştığı bir dönemde hazırlanmıştır. İçerdiği makaleler, Türk dış politikasını kavramsal, teorik ve pratik yansımalarıyla ele almakta, 2000'lerle birlikte gündeme taşınan, ezber bozucu pek çok yeni meseleye ilaveten, geçmişten gelen kronik bazı sorunların aldığı son şekle de dikkat çekmektedir. Kitapta, 21. yüzyılda ortaya konulan Türk dış politikası anlayışını farklı perspektiflerden ele alan makalelerin yanı sıra, Türkiye'nin bu dönemde küresel ve bölgesel aktörlerle kurduğu ilişkilerden, hukuk, ekonomi ve çevre politikalarının dış politika ile etkileşimine varan, detaylı ve analitik çalışmalar bir arada bulunmaktadır. Çok boyutlu ve zengin içeriği ile bu kitap, Türkiye'nin 2000'li yıllardaki dış politikasıyla ilgilenenler için temel referans kaynaklarından biri olmaya adaydır.