Son otuz yılın dünya tablosu, insanlığı içinden nasıl çıkılacağı belli olmayan bir sorunlar yumağının içinde göstermektedir. Bu tablo dünya ekonomisinin ve siyasetinin ufkunu belirsizleştirmektedir. Bu durum, Türkiye için de geçerlidir. Belirsizlik, olası kazançlardan çok, olası zaiyatın artacağına işarettir. Ekonomide dünyaya açılma, bütünleşme akımının vazgeçilmeyen bir moda niteliğine bürünmesi, planlama aklını gitgide zayıflatmıştır. Ülkenin insan kaynakları potansiyelinin toplum için yararlı bir şekilde değerlendirilmesi, planlama aklına sahip olmaktan geçmektedir.
21. yüzyıl için planlamayı düşünmek ve yayabilmek arzusu, işin analiz edilen çeşitli boyutlarının ürünüdür ve bu yaygınlaşacak bir arzudur. Planlamaya duyulan ihtiyaç, sorunların ve önümüzdeki ufkun sunduğu bu çeşitli boyutların bir araya gelişi ile somutluk kazanıyor. Bu kitapta yer alan makalelerin temel sorunu da, planlama konusunda zayıflayan akıl ve bu kolektif aklın yeniden inşasıdır.