Kendini sistemin kusursuzluğuna inandırmıştı bir kere. Daha doğrusu bu onlara dayatılan bir öğretiydi. Ayrıca böyle düşünmek onu mutlu ediyordu. Duymak istediklerini duyuyor ve inanmak istediklerine inanıyordu.
Fakat bu durum, eski insanların yasaklı kitaplarıyla tanışıncaya kadar sürecekti. Karşılaştığı çelişkiler onu sistemi sorgulamaya zorluyordu. Zamanla biriktirdiği şüpheler onu harekete geçirmeye mecbur kılacaktı.
Bir direniş sembolü olmayı ise hiç hayal etmemişti. Sadece gerçeklerin peşinden koşmak istiyordu. Öyle ki bütün yükü kendi omuzlarında taşımaya razıydı. Bilmediği şeyse bu yükün ne kadar ağır olabileceğiydi…