"Beyler, dünya düzdür."
Paratoner, kâfirlerin kılıcı.
"Demiryolu, yolcuları boğacaktır."
Bekâret kemeri, çılgınlığı önler.
"Bay pasteur kuduzu yayıyor!"
Koklayıcı uçaklar petrol yataklarını buluyor.
Çernobil'in dumanı bizim sınırlarımızda durmuştur.
Yıldırım gökyüzünün öfkesinin ifadesidir… Demiryolu yolcuları boğacaktır… Ay, 200 kilometrelik bir buz tabakasıyla kaplıdır… Mastürbasyon çıldırtır ve verem yapar… İneklerin osuruğundan çıkan metan gazı sera etkisini artırır… GDO'lu mısırların sağlık açısından hiçbir tehlikesi yoktur… Nötrinolar ışıktan daha hızlı parçacıklardır…
Bütün bu "gerçek"lerin bilim çevreleri tarafından ciddiye alındığına inanmak güçtür. Oysa frenolojiden soğuk füzyona, koklayıcı uçaklardan suyun belleğine kadar aldatmacalar ve saçmalıklar çoğu kez saygın otoritelerden onay görmüştür. Galileo, Buffon, Newton, Franklin, Darwin, Pasteur ya da Einstein'a gelince, bunların hepsi bilim karşıtlarını ya da değişmez gerçekler olarak kabul edilen öğretileri yeninceye dek sahtekâr yerine konmuşlardır.
Bu kitap kendi kendini aldatmaktan cehaletin getirdiği hatalara, doğrulanmış düzenbazlıktan yanlış yönlendirmeye kadar bilim tarihinin doksan "olağanüstü öyküsünü" bir araya getiriyor. Bu öyküler, gerçeğin en büyük düşmanının yalanlar değil inanışlar olduğunu düşünen Nietzsche'nin haksız olmadığını kanıtlıyor.