Niğde Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği 1 sınıf 1.yarıyıl dersi olan Jeoloji Mühendisliğine Giriş dersine, her yıl jeoloji nedir? Sorusu ile başlarım. Tabi ki bu sorunun yanıtları çok değişik ve ilginç oluyor. En ilginç ve güzel yanıt olarak aklımda "Jeoloji, Gelecektir" yanıtı ayrı bir yer etmiştir.
Bir ülkenin geleceği neye bağlıdır? Sorusuna verilen ilginç yanıtlardan biriside Albert Einstein'ın yanıtı olan şu satırlardır:
"O insanların göreceği eğitime bağlıdır. Eğitimse insanın okulda öğrendiği her şeyi unuttuğunda arta kalandır."
Bu yanıttan sonra gelen Peki, ne zaman dünyanın sırrına ereceğiz? Sorusuna ise Einstein'ın yanıtı 'Bir kum tanesinin sırrını çözmeyi başarabilirsek, bütün dünyanın sırrını öğrenmiş olurduk' şeklinde olmuş ve öğrencimin verdiği 'jeoloji gelecektir' yanıtı ile örtüşmüştür.
Bu tür ilginç olaylardan sonra böyle bir kitabı kaleme alma fikri ilk be-lirdiğinde hayatımın ender heyecanlarından birini yaşadım. Bu heyecandan hareketle o güne kadar geçen tüm yaşantımı gözden geçirdim. Anladım ki, 2018 yılı Ağustos ayında 61. yaşımı tamamladığımda 1974 yılında başlayan jeoloji birlikteliği tam 41 yıldır sürüyordu.
41 yıllık bu birliktelik eğitimden uygulamaya, bürodan sahaya, yöreden bölgeye, ülkeden uluslararasına kadar devam etmişti ve halen sürüyordu. Bu birliktelik süresince yaşanan olaylar ve edinilen deneyimler ışığında yaşamla jeoloji arasındaki derin bağlantıların bir şekilde insanlarla paylaşılması gerektiğine inandım.
Bu inançla yazılan bu kitap, bizler gibi canlı olan dünyamız ile üzerindeki canlı veya cansız varlıklar arasındaki tüm ilişkilere bir nebze dokunabilmenin ve su kayadan süzülür, süzüldükçe durulur diyen Volkan Konak misali durulmanın hayali içerisindedir.