Kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddet tarihin her döneminde karşılaşılan ve günümüzde de varlığını sürdüren ciddi bir sorundur. Kadına; çocuğa; fiziksel, zihinsel veya ekonomik yönden zayıf konumda olan herhangi bir insana uygulanan şiddetin hemen hemen her gün haber bültenlerine yansıması, bu sorunun ülkemizde de mevcut olduğunu göstermektedir. Söz konusu sorunla mücadele edebilmek amacıyla 20.03.2012 tarihinde 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun yürürlüğe girmiştir. Yürürlüğe girmesinden itibaren sekiz yıl geçmiş olmasına rağmen 6284 sayılı Kanun'un amacı, kapsamı ve Kanun'da yer alan tedbirlerin mahiyetinin yeterince anlaşılamadığı tespit edilmiştir.
6284 sayılı Kanun'da tanımlanan şiddet kavramı ceza hukukunda suç olarak adlandırılan kavramdan bağımsızdır. Her şiddet fiili suç teşkil etmemekle birlikte, şiddetin aynı zamanda suç niteliği taşıdığı durumlar da olabilmektedir. Bu gibi durumlarda bir taraftan ceza yargılaması devam ederken, diğer taraftan 6284 sayılı Kanun'da yer alan tedbirler uygulanabilir. Lakin söz konusu iki ayaklı uygulama sebebiyle çeşitli sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle çalışmamızda, 6284 sayılı Kanun'u incelemenin yanı sıra Kanunla bağlantılı olarak ceza yargılamasında ortaya çıkan sorunlara da çözüm aranmıştır.