Teknolojik gelişmeler öyle bir boyuta ulaşmış, markete bile gitmeden evden oturduğumuz yerden ya da yurt dışından sipariş vererek alışveriş yapmaya, bankaya gitmeden evden dünyanın öbür ucuna para göndermeye, akıllı telefonu kredi kartı gibi kullanmaya kadar dijitalleşme günlük hayatımızın hemen her alanına o kadar egemen olmuştur ki, suç işleyenler de adeta bu duruma ayak uydurarak bilinen suç işleme yöntemleri yerine bambaşka yöntemler geliştirmeye başlamışlardır. Örneğin, artık hırsızlık suçu konuta girerek, mağdurun cebine el sokularak değil, internet üzerinden mağdurun banka hesabı hacklenerek, dolandırıcılık suçu saadet zincirleri veya çiftlikbanklar vasıtasıyla, sahtecilik suçu da bilgisayar kullanılarak, photoshop vs. yöntemleri ile çok daha kolay bir şekilde ve profesyonelce işlenmektedir. Güveni kötüye kullanma suçu da artık günümüzde klasik işlenme şekilleri dışında, yukarıdaki olumsuz gelişime paralel bir şekilde, yeni ve farklı birtakım yöntemlerle -örtülü kazanç aktarımı suretiyle- işlenmektedir. Örtülü kazanç aktarımı suretiyle işlenen güveni kötüye kullanmanın bu çeşidinde halka açık şirketlerin yöneticileri, pozisyonları gereği kendilerine emanet edilen şirket malvarlığı veya karını arttırmak yerine, örtülü/hileli birtakım işlemlerde bulunarak azaltmakta veya artmasını engellemektedirler. Eserde son yıllarda geniş bir uygulama alanı bulan ve her geçen gün diğer ekonomik suçlarda olduğu üzere farklı işleniş biçimleriyle karşılaşılan Sermaye Piyasası Kanunu'nda, Türk Ceza Kanunu'ndaki güveni kötüye kullanma suçunun nitelikli hali olarak düzenlenen Örtülü Kazanç Aktarımı suçu ve işlenme yöntemleri derinlemesine ele alınmaktadır.