Rüzgârın uğultusu, son köpeğin telaşlı adımları, kuzeyde kırık bir şimşeğin sessiz resmi, uykusu bölünmüş bir tarla faresinin kuşkuyla çevresini koklayışı, uçamayan bir kuşun ötüşü, buzlaşmış karın hışırtısı ve az ötede ince, öfkeli bir ses; çocuk sesi:
"...Ba-bam tö-rö-ist be-nim. Ba-bam öldö-recek seni..."
İstanbul öksürüyor, Taksim'de barikatlar... Cümle isteyen GV, dağınık yatak, eksik defter, Leyla Sayar afişi, Marilyn kapıya gelmiş, Ahmet Abi Zinar'la konuşuyor. Serap sorular soruyor. Cihangir'de bir apartman, Basmahane'de bir tren, roman içinde roman...
2013 Haziranı'nda insanlar iyimserken, umutluyken, devran başka türlü dönerken...
Yaralı bir adamı anlatıyor Mehmet Eroğlu. Sokaktan gelen çocuğu, ruhu bereli olanı, İsa'nın Meryem'i öldürdüğünü gören bebeği, unutmaya ve arınmaya çalışan bir yazarı. "Sağlığına Cyrano."
9,75 Santimetrekare, Mehmet Eroğlu dünyasının sıcak ve yaralı yüzü.