Üç İmparatorlar yılı olarak tarihte yerini alan 1876 yılı, batının Osmanlı Devleti'ne karşı giriştiği siyaset oyunlarının sonucudur. Padişah II. Abdülhamid, batının siyasi zorluklarının tüm sonuçlarını yaşadığı için sürekli temkinlidir. 1889 yılında Japonya'ya gönderilen Ertuğrul Fırkateyni ile doğuda askeri, siyasi ve ticari yeni dostluklar kurmayı isterken, tahtının tartışılmaz gücü olan hilafet sancağının doğuda ki sömürgeler üzerinde ki birleştiriciliğini de batılı devletlere hissettirmek de hedeflerinden biridir.
Türk denizcilik tarihinin bir dramıdır Ertuğrul Fırkateyni. Zor şartlar içinde 11 Ay süren yolculuk ve Japon İmparatorun 3 ay misafiri olan denizciler hazin hikayenin baş kahramanlarıdır. Hayaller, umutlar, aşklar dönüşe aittir. Dönemezler… Gidip de dönemeyen denizcilerin mezarı olur Japon Suları… 1890 Yılında Funakura kayalıklarına çarparak batan Ertuğrul'un ve denizcilerin hayatları okyanus da biter.
Abdülhamid'in Ertuğrul'u, Bahriye Nazırı Bozcaadalı Hasan Hüsnü Paşa, damadı gemi komutanı Cibalili yakışıklı Osman Paşa ve Hamide Hanım ile yaşadığı mutsuz evliliğe şahit olurken, canından çok sevdiği eşi Ayşanım'a ve üstüne titrediği ailesine kavuşmak için günleri sayan her limandan mektup gönderen Baş Süvari Tekirdağlı Mavi Gözlü Ali Bey'e de şahit olur ve daha nice denizcilerin hikayelerine şahit olduğu gibi… Her denizci hikayesi ile şehit düşer okyanusa. Şehitlerin gölgesinde de yeni ve başka hayatlar başlar Japon Sularında.
Şehit Denizcilerimizin Ruhları Şad Olsun…