Abdullah ibn Revâha hisleri çok kuvvetli bir şairdi. Savaşa çıktığından itibaren şehitliğin kendisine doğru geldiğini hissediyor ve kalbiyle, diliyle şehitliğe hazırlanıyordu. Belki askeri bir karar verilecek olsaydı onun söylediğinden farklı olacaktı. Ama Müslümanlar Allah yolunda ölümü duyunca hepsinde ahiret sevgisi kabardı ve daha önce az sayıyla çok büyük düşmanları hezimete uğrattıklarını hatırlayıp kalpleri yatışmış ve sakinleşmiş olarak ilerlediler. Mûte'ye Abdullah ile gelen Zeyd b. Erkam anlatıyor:
"Ben Abdullah b. Revâha'nın gözetiminde bir yetimdim. Ondan daha hayırlı bir yetim velisi görmedim. O Mûte Seferine çıktığında beni de yanına aldı. Gece olunca O'nun şu beyitleri okuduğunu işittim:
Biliyorum ki bir daha geri dönüp/Aileme kavuşamayacağım. Müslümanlar gelip beni geçtiler /O arzulanan yerde Şam bölgesinde. Fakat ben ona da aldırış etmem/ Buluşacağız nasıl olsa altlarından tatlı sular akan yerde, Cennette. Zeyd bu sözleri işitince ağlamaya başladı. Bunun üzerine Abdullah ona; -"Sana ne oluyor, niye ağlıyorsun? Allah bana şahadet nasip edecek, sende bu yüklerle beraber geri döneceksin, bunda ne var" dedi.
Sonra gecenin bir bölümünde atından indi. İki rekât namaz kıldı. Arkasından uzunca bir dua yaptı ve bana dedi ki:
-"Ey Evladım, inşallah bu şehadetin duasıdır".