Götürdüler adamı şiire soktular buğdaysız adam paltosunda kartal, kanında kalyon gördü göğün budakları şımartan şakasında şu aradan biri adamı ölmekten gelirken gördü durdu bu traştan yeni kalkan denize çay içirdi güpegündüz ayıpların kör makasında Minibüse bindirdiler son durak kendisi bir eli buluta benziyordu kararlı mor kestiler bir eli bir kelimeydi yağmurun gerçek avına çıkarken namlusunu sildiği bir kelime adam iğne batırdı yalana jilet gibi sustular saçlarını polis mahalle birlikte bastılar.