Görgü ve protokol kitaplarının toplumsal hayattaki değişimi yansıtan en önemli kaynaklardan olduğu biliniyor. Görgü kurallarının sofra ve yemek adabıyla ilgili olanlarındaki farklılaşmayı gözlemek; insanların bir araya geldiği sofraların, bu sofralardaki tavır ve hareketlerin nasıl değiştiğini izlemekse -tabir caizsemasalar ve sofralar üzerinden bir tarih okuması yapmak isteyenler için oldukça zengin bilgiler sunuyor.
Âdâb-ı Taâm, 1890-1927 yılları arasında yayımlanmış, belirlenebilen bütün Osmanlıca görgü kuralları kitaplarından yeme, içme ve sofra adabına ilişkin metinlerin yer aldığı kapsamlı bir seçki: Eş dost yemeğe nasıl davet edilir; masada kim, kimin yanına oturur; yemek nasıl dağıtılır; ziyafet düzenlemenin incelikleri nelerdir; aile arasındaki yemeklerde, kahvaltılarda nasıl hareket etmek gerekir; Avrupaî usulde yemek nasıl yenir; yemek davetleri için nasıl giyinmek gerekir… Bunlar gibi birçok konunun işlendiği, şimdiden bakınca eğlenceli de bulunabilecek ayrıntıları ve incelikleri içeren Âdâb-ı Taâm, Osmanlı'nın son döneminden cumhuriyetin ilk yıllarına uzanan çizgide alternatif bir tarih penceresi açıyor.
Sofra ve yemek kültürü meraklılarının yanı sıra bunların toplumsal tarihle iç içe olduğunu bilenler için de önemli bir kaynak. Toplumsal hayatın değişimini yansıtan en önemli kaynaklardan birini görgü ve protokol kitapları oluşturur. Bu nedenle de görgü yahut "âdâb-ı muâşeret" kitapları toplumsal bilimlerde araştırmacıların toplumdaki değişimleri gözlemlemek için kullandıkları vazgeçilmez kaynaklardandır. Türk toplumunda son yüz elli senede meydana gelen değişimi incelemek için de görgü veya âdâb-ı muâşeret kitapları kullanılabilir, kullanılmalıdır