İşte bu noktada "hayat kitabı" olan Kur an ın teklif ettiği yön- temlerden biri olan adayış sürecini başlatmak, sorunlarımızdan birinin daha çözümünde bize kolaylık sağlayabilir. Doğumevinin kapısında heyecanla bekleyen baba adaylarından kaçta kaçı çocuklarının seslerini daha ilk duyduklarında İmran ın kadınının gösterdiği "erkekliğin" binde birinde göstererek, "Ya Rabbi, bunu sana adadım, benden kabul buyur! " diyebilmektedir? Allah ın kendisine üç, beş, yedi evlat verdiği Müslüman babalar hepsini kendi yolunda harcadığı bunca evlattan birini dahi O nun yoluna kalben, ihlasla bağışlamıyor, "Eti de kemiği de senin, senin dininin ya Rabbi" diyemiyorsa; dahası en mütedeyyin anne babalar dahi İslami hassasiyetinden kuşku duymadıkları evlatlarının bir akşam eve geç gelişi karşısında gözleri parlıyor, yerlerinde duramıyor- larsa, şehadetten sözeden evlatlarına, "Aman, o nasıl söz? Allah korusun! " diyorlarsa, Allah ı sevdiklerine kimi inandırabilirler ve nasıl yücelir dinin yerlerde sürünen sancağı?