Tanrıdan gebe toprak doğurdu
Ademi bir ilkyaz şafağında
Adem Toprağın ilk meyvesiydi onun müzekker güvencesiydi
Telaşsız ellerine Ademi aldı Tanrı
Adem gözlerini kapattı usulca ağzını açtı Tanrı !
Güneş öpecek sandı
Adem geçerken üç dudağın arasından budunlara ayrıldı
Ademden arta kalandım ben
Ben göçerken Tanrının midesine o sevişiyordu Meryem'le
Süzülürken aşağılara doğru
Milyarlarca tohum gördüm uçsuz bucaksız bu dehlizde
Ve ulaştığımda o kutsal avluya
Karıştım tohumların arasına sabırsızdı her tohum varmak için o mümbit toprağa
Davudi bir avazdan önce kamaştı gözler ilkin, işitildi iniltisi Meryem'in
Ve o hengame içinde üzerinden dikenli tellerin sıçradım onun yurduna