Adil Okay ile Geçerken...
Adil Okay’la ortak bir kitap hazırlamaya ne zaman karar verdim? Adil’le tanışmamızdan, kendisinin, ailesinin, kardeşlerinin ve bilhassa babasının yaşamını öğrendikten, ağabeyi Arif Okay’la dostluğumuzdan bir süre sonra bu düşüncenin doğduğunu ve zaman içinde, güneşi göre göre, rüzgârda ve karda tomurcuklandığını ve yeşerdiğini biliyorum. İki kez öldürülmek istenen, her suikasttan sonra kalan izleri hâlâ vücudunda taşıyan, başından bin bir serüven geçen, defalarca ölümle iki adımlık mesafede köşe kapmaca oynayan Adil Okay’ın hayatı, öyle sıradan bir hayat değildir... 1980 Yılında Adana cezaevinden firar ettikten ve hemen ertesinde bir yıldan fazla kaldığı Lübnan’da Filistin halkıyla direnişe katıldıktan ve bu savaştan sağ çıktıktan sonra, geldiği Fransa’da yirmi yıl yaşadı... Paris, maris hikaye, Akdeniz’in çağrılarına dayanamadı ve ülkesine döndü. Güneşi, denizi, yakınlarını ve yoldaşlarını buldu. Kimini bazen bir rastlantı sonucu, sokakta yürürken, kimini bir toplantı sırasında, kimini bir şiir okuma gününde veya gecesinde, kimini bir gösteri ve yürüyüşte... Gidenler atlarını mahmuzlayarak ve arkalarında destanlar bırakarak gittiler ve kalanlar yoldaşlarının destanlarını onların anılarına saygı göstererek ve onları kalıcılaştırmak umuduyla yazmayı görev edindiler. Bu çalışma da sonuç itibariyle bu yolda bir katkı sunabilirse ne mutlu bize... -M. Şehmus Güzel-
Devamını Oku