Günümüzde endüstriyel alanda birçok ilerleme sağlanmıştır. Bu ilerlemeler her ne kadar kendi içerisinde olumlu görülse de söz konusu kültür olduğunda ortaya çıkan sonuçlar tersi olmuştur. Temelde çeşitli şeylerin endüstriyel öğeler yardımıyla seri üretimin bir parçası haline gelmesi, aynı zamanda kültürün de böylesi bir formülasyonla belli bir hegemonyaya hizmet edecek şekilde bir meta değer ile ölçülebilir bir şey hale gelmesine yol açmıştır. Bunu "kültür endüstrisi" kavramıyla ifade eden Adorno, bilinçlerimizin de bu durumdan bağımsız olmadığını ve kitleselleşerek böylesi bir sürecin en önemli parçası olduğunu da bir anlamda bize göstermiştir. Dolayısıyla bu kitap, bireyselliğe rağmen bilincin kültür endüstrisi ile birlikte kitleselleşerek bu duruma hizmet edecek bir şeye nasıl dönüştüğünü ele alıp tartışmaktadır: "Bilinç, yani akla uygun kavrayış özgür eylemle aynı şey değildir, iradeyle aynı kefeye koyulamaz."