ABD'yi boydan boya grev grev, direniş direniş dolaşarak koca bir ömrü işçi sınıfının örgütlenme ve hak mücadelelerine adamış bir kadın karşımızdaki. Ne yetkili yetkisiz mercilerin gözdağı ve tehditleri ne tutuklamalar, engellemeler ne de fiziki şartların zorlukları 19. yüzyılın son çeyreğinde çıktığı yoldan alıkoydu Mary Harris Jones'u. Kapitalizmin vahşetle palazlandığı, kadınların toplumsal ve siyasal hayatın neredeyse tümüyle dışında tutulduğu bir dönemde, gördüğü, duyduğu veya çağrıldığı her emek kavgasına tüm enerjisi, inisiyatifi ve yaratıcılığıyla atılan bu gözü pek örgütçü kadın, maden işçilerinden demiryolu, çelik işçilerine, tekstil işçilerinden çocuk işçilere kadar herkesin 'Jones Ana'sıydı artık.
"Sendikalaşma işçinin anaokuludur" diyen ve Amerika'da çalışma yasalarının şekillenmesinde büyük rol oynayan Jones Ana'nın kendi yaşamından aktardığı örgütlenme ve mücadele deneyimleri güncel değerini koruyor. Adresim Ayakkabılarım, çalışma saatlerinin tekrar 12, 13 hatta 14 saate yükseldiği, kadınların hâlâ eşit ücret alamadığı, çocuk işçiliğinin bir sınıf sorunu olmaya devam ettiği, işçi sağlığı ve güvenliğinin hiçe sayıldığı günümüzde, 8 saatlik işgünü, çocuk işçiliğinin yasaklanması, insanca yaşamak ve çalışmak için mücadele veren 19 ve 20. yüzyıl işçilerinin nasıl örgütlendiğini, bugün çalınmak istenen haklarımızın nasıl kazanıldığını hatırlatıyor.