İnceden inceye yağan yağmur, hayatın hızlı akışını birden yavaşlatır. Melali ve hüznü taşır bize; kaybettiklerimiz düşer aklımıza. Şehrin sokaklarını sarmalayan yağmur, içimizdeki en derin noktaya ulaşmayı başardığında, gerçekliğin naif taraflarımıza ördüğü zincirlerden kurtulmayı dener, başımızı alıp gitmek isteriz uzaklara. Yağmur, insanlığımızı hatırlatır bize. Melankolinin kucağına atıldığımız bu zamanlarda içe döneriz. Yalnız ve avare yürüyüşlerden imdat dileriz. Yitik sevgiliyi en çok yağmurla arar, yağmurla gelmesini bekleriz. Tenha sokaklarda yürür, kaldırım taşlarından dostluk umarız.