Algılamadan görmek, yaşayıp gitmek, boyun eğmenin doğal sonucu gibidir insanlarda. Ülkemizin geri bırakılmışlığı ve bundan kurtulma yolunda yaşanan çaresizlikler, bir sıradanlığın oluşturduğu insan haritasından başka nedir ki? 1960'lı yılların ses getiren yapıtı 'Ağalı Dünya' yeniden okur karşısına çıkarken, kırk yıldır çoğu şeyin halen o sıradanlığını koruduğunu görmek üzüyor insan. Demokrasinin önündeki engellerden biri olan feodalizm, yani toprak üzerindeki ağalık ve onun üst yapısı; ömrünü sürdürmek için öbür dünya ile bu dünyanın ağalığını elele tutuştururken, her yolu kendine mübah saymaktadır.