Kaldırımlar, tekkeler, okullar, hapishaneler ve dört duvar arasında edebiyatla geçmiş bir ömür.
Necip Fazıl Kısakürek, şiirindeki özgün sesi ve tasavvuruyla bir taraftan Türkiye'nin farklı renklerini aynı duyguda birleştirirken diğer taraftan refah dolu bir geleceğe duyduğu hasretle ölene kadar davası uğruna mücadele etti.
Osmanlı Dönemi'nde, bir konakta başlayan ve yıllar süren düşünce sancılarının sonunda, insanlara yoldaş olacak onlarca eser bıraktı. Kendini anlamak ve anlaşılmak için yazdı.