Ahlak Felsefesine Giriş
Felsefî bir ahlaktan beklenen, ahlakî olanın özünü teşkil eden "iyi"nin ne anlama geldiğini, ahlakî bilinç ve yargının nasıl oluştuğunu, ödev ve sorumluluk kavramlarını, özgür eylemin niteliğini ve bilhassa niçin insanın ahlakî davranmak zorunda olduğunu açıklamaktır. Etiğin önemli bir ödevi de, gerek temel ahlakî eylem ve olguları göreceli, şartlı yapılarının ötesinde enine boyuna inceleyerek, gerekse farklı ahlak sistemlerini ayrı ayrı ve karşılaştırmalı olarak analiz ederek genel kural ve ilkelere varmaktır. Kısaca, ahlakî pratiğin teorisini, bilimini tesis etmektir. Bir eylem için "o her şart altında iyidir" veya "kötüdür" derken neyi kastediyoruz? "Şöyle davranmalısın", "davranmak zorundasın" veya "davranmamalısın" buyrukları tam olarak ne anlama geliyorlar? Bu tür ifadeler temellendirilebilir mi? Şüphesiz etik açısından mutlaka cevaplandırılması gereken bir soru da, bizzat "temellendirme"nin ne olduğudur. Ahlakî temellendirme (ahlakî - dinî) öğüt, töre, ahlak ve etik üzerine derin bir düşünce ve buradan da ahlakî kavram ve yargıları gerekçelendirmeye, meşrulaştırmaya yönelik eleştirel - düşünsel bir yöntemdir. Ahlakî temellendirme altında genelde daima son temellendirme anlaşılmaktadır. Sözkonusu olan ahlakî normlara genel geçerlik kazandıran, mutlak, (göreceli, şartlara bağımlı olmayan) dayanak noktalarının bulunup bulunamayacağıdır.
Devamını Oku