Bu kitap başkalığın dışlanmış ötekiliğe dönüşme biçimlerini ele almak ve bunu ahlak düşüncesi içinde tartışmak üzere hazırlanmıştır. Zira başkasının varlığı ile ahlaki bir ilişki kurulmazsa ötekinin yabancılığı ortaya çıkmaktadır.
Günümüzde kürenin her tarafında başkalıklardan kaynaklanan sorunlar gündemi meşgul ediyor.
Yabancı düşmanlığı, etnosantirzm, ırkçılık, dini fanatizm, İslamofobi ve milliyetçilik çağımızın yükselen tehditleri arasında ilk sıralarda yer alıyor.
Ulus devletler bir taraftan içine düştükleri meşruiyet krizlerini aşmak üzere abartılmış güvenlik söylemleri ile kimlik pekiştirici siyasetlere başvururken öte yandan yüzleşilen sosyo-kültürel krizler de kitleleri ötekileştirici dile doğru itiyor.
Artan küresel çatışmalar ve neticesinde ortaya çıkan göç dalgaları başkası ile travmatik karşılaşmaları gündeme getiriyor.
Bu bağlamda ahlak ve başkasına yeni bir bakışa ihtiyaç duyuluyor.
Eğer insani yaşamın temeline, özünde bir ahlak fikri barındıran başkasının varlığı alınırsa, ötekileştirmeksizin bir tanıma gerçekleşebilir ve bu tanıma bir ahlaki yükümlülüğü meydana çıkarabilir.
Kitapta bu perspektif çerçevesinde konuyu modern felsefede ve İslam düşüncesinde başkası/öteki ile ilgili kavram ve tartışmaları ele alan yazılar yer almaktadır. Böylece genel ve karşılaştırmalı bir perspektifin yanı sıra, yeni bir yaklaşımın oluşturulması da hedeflenmektedir.