Murathan Mungan "Bu ülkenin resmî dini ikiyüzlülüktür." derken; Şevket Pamuk yolsuzluğun, düzenin kendisi olduğunu söylerken; Ayfer Tunç, bir ahlak buhranında yaşadığımızdan bahsederken; Gülse Birsel, Yalan Dünya'daki kurgunun ve karakterlerin, ülkede olanlardan daha ciddi ve ahlaklı olduğundan dert yanarken; Hakan Günday, Zargana'da "Matematiği kuvvetli değildi fakat çıkarlarını hesaplamasını iyi bilirdi." cümlesini sarf ederken farkında olmadan Türkiye'yi yıllardır yiyip bitiren ancak, adı konulamayan bir kavramı tasvir ediyor aslında. Türkiye'nin uzun dönem ekonomik büyüme hikâyesine farklı bir bakış açısı getiren bu kitap, bu kavramın adını koyuyor: Ahlaksız Büyüme.
Ekonomi büyüdü; ahlaksızca. Ve bir ahlaksız büyüme sürecinden diğerine sürüklenirken herkesi bir kara delik gibi içine çekti. Ahlaksız büyüme kimisine erzak torbası, kimisine iş, kimisine maaş zammı, kimisine kömür yardımı, kimisine faiz rantı, kimisine arsa rantı, kimisine de sattığı oylar karşılığında para olarak döndü. Bu nedenle de bu ahlaksız büyümeye toplum olarak göz yumuldu. Kimse yalana, haksızlığa, hukuksuzluğa sırf kısa dönem kazançlar için dur diyemedi; sonuçta herkes bu ahlaksız büyüme sürecinin bir parçası oldu.
Doç. Dr. Semih Akçomak, 4 ayda ikinci baskısının yapıldığı Ahlaksız Büyüme'de, 2000 sonrası filizlenmeye başlayan ve son 15 yılda hızlı bir şekilde gelişen son büyüme sürecini inceliyor.