Avrupa devletlerinin, Osmanlı hükümetine "Kanununuz neyse, ortaya koyunuz!" şeklinde baskısı ve Sadrazam Ali Paşa'nın Fransız medeni kanununu iktibasa teşebbüsü üzerine, bunu haysiyet kırıcı bulan Ahmed Cevdet Paşa, fıkha dayalı medeni kanun hazırlanması gibi zor bir işe girişti; bunda da muvaffak oldu. Bugün bile dünyanın hayranlıkla andığı Mecelle-i Ahkam-ı Adliyye, işte böyle bir mücadelenin neticesidir.
Hele bunun ilk yüz maddesi birer hukuk vecizesi olmak cihetiyle ilim irfan sahibi herkesin istifade edeceği esas prensiplerdir. Vaktiyle günlük işlerde hukuka, adalete uygun davranabilmek için hukukçular, hatta sıradan insanlar, bu yüz maddeyi ezberleyip iyice anlamayı zaruri sayarlardı. Ahmed Cevdet Paşa, Tanzimat devrinin belki de en mühim portrelerin-den... Şeyhülislamlık, hatta sadrazamlığın eşiğine kadar yükselmiş... Her ilimde alim, her fende mahir, adeta eskilerin hezarfen dediği cinsten bir zat. Tarihimizin son medar-ı iftiharlarından... Garp'ta Türk hukukçusu deyince Ebussuud Efendi ile beraber akla gelen iki kişiden biri... Bu kitap, Ahmed Cevdet Paşa'nın hayatını, hukukçu hüviyetini ve hazırlanmasında büyük emek verdiği emsalsiz hukuk abidesi Mecelle-i Ahkam-ı Adliyye'yi anlatıyor. Mecelle'nin 100 külli kaidesi herkesin anlayabileceği şekilde misallerle izah ediliyor.