Ortaçağ boyunca her şeyden çok ilim ve kültüre itibar eden Endülüs Müslümanlarının soyundan gelen bu gözü dönmüş savaşçılar ve usta denizciler, evlerinden uzaklara sürülmüş, medeniyetleri çökertilmiş, Güney İspanya'nın yedi yüzyıldan fazla bir süredir mesken tuttukları bölümünde dinleri yasaklanmış bu adamlar, önce Kuzey Afrika kıyılarına vurmuş, buradan denizlere açılarak Akdeniz'de şaklayan bir kırbaç olmuşlardır.
Muhteşem Müslüman Korsanlar Çağı olarak adlandıracağımız bu dönemde Barbarosların, Turgut Reislerin peşinden ölüme giden korsanların çok önemli iki motivasyonu vardı. Ya hayatta kalmayı başarıp zengin olacak ya da Allah yolunda savaştıkları için şehit olacaklardı. Her durumda da Hıristiyanların yüzlerce yıl boyunca zulmettiği atalarının öçleri alınacaktı.
Deniz Kurtları'nı diğer korsanlardan ayıran şey, bu kanun tanımaz adamların, büyük bir lider olarak kabul ettikleri kişinin emirlerine koşulsuz itaat etmeleridir. Fakat büyük bir lider olabilecek kadar nam salmak kolay iş değildir. İşte bu kitapta, güçlü karakterleriyle liderliğe tırmanmayı başaranların hikâyesi; onların elde ettikleri zaferler, ortalığa saldıkları büyük korku ve yarattıkları tahribat anlatılmaktadır.