Bazıları Türk'e Türk propagandası yapmayı başarı ve hüner zannetti, kimileri de Müslümanları Müslümanlara dövdürttüler bol bol.
Kurtuluşu kendi çabalarında ve aklını kullanmakta aramak yerine "kurtarıcı" beklemeyi, mehdi ve mesihin bir an önce gelip kendile-rini kurtarması için dua etmeyi seçtiler. Çünkü bu daha kolay ve zahmetsiz bir yoldu.
Acı da olsa var olan gerçekleri görmekten korktular. Bu yüzden sanal gerçekliklerle ham hayallerle avunmak, geçmişe öykünmek, tarihteki başarılarla övünmek ve bizden önce yaşamış kişileri kutsamak daha cazip geliyor.
Halbuki "su uyur düşman uyumaz." Her dönemde dahili ve harici düşmanlar ve hainler var olmaya devam edecektir.
Hiçbir insan, hiçbir millet başkalarının yardımıyla kurtuluşa, barışa ve mutluluğa ulaşamaz. İnsanlar ve milletler bireysel ve toplumsal kurtuluşlarını ve arzu ettikleri amaçlarını sadece kendi çalışmalan sayesinde elde edebilirler.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi kesinlikle "ilim eninde sonunda cehaleti yener!" Fakat bunun olabilmesi için biz Türk Milletinin okuma-mız, ilim öğrenmemiz ve aklımızı kullanmamız gerekiyor.
Türk Milleti'nin başına gelen tüm kötülüklerin ve yenilgilerin arkasında cehalet ve kendi içimizde didişmelerin olduğu bilinen bir gerçektir.
Bu nedenle dünü ve bugünü iyi bilmeli ve kavramalıyız. Şeriat ve hilafet nedir? Bu kavramları ilahiyatçılarımızın bazıların dahi doğru dürüst bilmemesi acı ve düşündürücüdür!
Kayıt Dışı Din'in 2. Cildinde bu konularda doyurucu ve ayrıntılı bilgileri okuyacaksınız.