Çok sayıda ülkede, çok sayıda müridine yalancı umutlar vadeden gizemli bir tarikatın öyküsü… Büyüleyici bir Uzakdoğu sporu ustasıyla, histerik bir kadının tutkulu ilişkisi, Sidoju İmparatorluğu'nu kökten sarsacak bir savaşa dönüşüyor...
"Kendini peygamber gibi sunarken aslında nasıl bir şarlatan olduğunu anlatacağım. Herkese yutturabilirsin ama beni kandıramazsın. (...) Demek hiçbir şeyden korkmuyorsun, öyle mi?' diyerek sesini yükseltti. (...) 'Son gülen iyi güler.'
Anton'un gülümsemesi dudaklarında dondu. Öylece kalakaldı. Aklından hayatının bütün suç ve kabahatleri, pişmanlıkları hızla akıp geçerken, kritik bir dönemeçte irkilip takıldı. (...) Deniz'in şantaj iması, zihnindeki kuşku kıvılcımını ateşledi ve ortadan kaldırmayı ihmal ettiği, yasak ihtirasın yegâne kanıtını hatırlattı...