Karamsarlara göre iklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarının belirginleşeceği ve Covid-19 benzeri sağlık krizlerinin sıradanlaşacağı distopik bir geleceğe doğru ilerliyoruz. Dahası, günbegün işlerini otomasyona kaptıran kalabalıkların perişan duruma düştüğüne, zenginliğin teknolojik bir elitin elinde toplandığına, eşitsizliğin derinleştiğine, terörün yükseldiğine ve asayişi sağlamak isteyen hükümetlerin demokrasiyi kenara bırakıp zorba yapılara evrildiklerine şahit olacağız. 21. yüzyılın kalan kısmı boyunca bir sürü varoluşsal açmazla boğuşacağız.
Oysa geleceğimizi belirleyecek olan şu anki seçimlerimizdir ve başka türlü bir gelecek pekala mümkündür. Eğer fazla geç olmadan çözüm iradesini ortaya koyabilirsek tüm büyük problemlerimizin üstesinden gelebiliriz. Enerji ve gıda rejimlerimizi sürdürülebilirlik esasıyla yeniden düzenleyerek çevresel felaketlerden kaçınabiliriz. İstihdam piyasalarını vuran otomasyon dalgasını, ekonomik sistemlerimizi daha eşitlikçi temellere oturtma fırsatına çevirebiliriz. Demokrasi ve barışı yaygınlaştırabiliriz. Akıllı teknolojilerin desteğiyle herkesi ve her şeyi birbirine bağlayan küresel iş birliği ağları yaratabilir, böylece gezegenimizi adeta tek bir organizma gibi işleyen Akıllı Küre'ye dönüştürebiliriz.
Elinizdeki kitap, 22. yüzyılı Akıllı Küre'de karşılamak için insanlığın gelecek on yıllarda atması gereken ortak adımlara ışık tutan bir rehber niteliği taşımaktadır. Günümüz okurunu daha iyi bir dünyanın mümkün olduğuna inandırıp onun inşasına katkı vermek üzere harekete geçmeye teşvik edebilir ve yıllar sonra okunduğunda da en azından bazı öngörülerinin isabet yakaladığı anlaşılırsa, kitabın görevini yerine getirdiğinden bahsedilebilecektir.