Türkiye'de 1960'lı yıllarda başlayan dış göç hareketi ile Türkiye'den Avrupa'ya giden bireyler Almanya başta olmak üzere İtalya, Fransa, Avusturya ve Belçika gibi ülkelere yoğun göç etmiştir. Yurtdışına göç eden bireylerin çocukları olan ikinci kuşak Türkiye kökenli göçmen bireyler sinema sanatıyla yakından ilgilenmiştir. Bu kişiler filmlerinde göçmen sorunları, kimlik arayışları konularına değinmiştir. Bu arayış içerisinde üretilen filmler bir yanıyla Naficy'nin ortaya koyduğu aksanlı sinema ile ortak özellikler taşımaktadır.
Naficy aksanlı sinema kavramını tanımlamış ve hangi film ve yönet- menlerin bu kavram içerisine dâhil edileceğini çalışmasında ortaya koymuştur. Naficy'nin ortaya koyduğu ve üzerine çalışmalar kaptığı aksanlı sinema kavramı Türkiye'den Avrupa'ya göç eden vatandaşların ürettikleri filmler içinde kullanılabilmektedir. Naficy'nin çalışmasına destek olacak ve kavramı bir ileri noktaya taşıyacak olan şeylerden biri self oryantalizmdir. Aksanlı sinema kavramı incelendiğinde bu sinema içerisinde yer alan filmlerin self oryantalizm ile ilişkide olması kaçınılmazdır.
Bu kitapta Naficy'nin çalışmasını bir ileri noktaya taşımak için aksanlı sinema kavramı içerisinde self oryantalizm incelemesi yapılmıştır. Almanya'da film üretimi yapan Türkiye kökenli yönetmenlerin aksanlı sinema filmlerinde self oryantalizmi olay örgüsüne nasıl dâhil ettiği ve Batı toplumları tarafından Türkiye ve Türklere yüklenen self oryantalist etiketlerin söylem düzeyinde nasıl temsil edildiği ortaya konulmaya çalışılacaktır.