Diyarbakır'da doğup, önce İstanbul'a, sonra Londra'ya, din eğitiminden oyunculuk okuluna, sahnelere ve setlere taşınmış bir aktör. Kevork Malikyan, mesleğini her şeyin merkezine koydu, öyle yaşadı.Aktör Dediğin Nedir ki, hayat ne getirdiyse cömertlikle ve cesaretle göğüslemenin, kendi yolunu bulmaya çalışmanın, hayatını da sahnenin ve oyunun bir parçası haline getirmenin hikâyesi.
Bu kitap, Gâvur Mahallesi'nin tozlu sokaklarından rahip olması için götürüldüğü okulun sahnesine çıkmak ile dünyanın en önemli sahneleri ve setleri arasındaki zamanı, Malikyan'ın kendine has tarzıyla anlatıyor. Tek kelime İngilizce bilmeden gittiği Londra'da, Rose Bruford College'da eğitim alıp Royal Shakespeare Company'de perdenin açılışına ve kapanışına şahit olmuş birinin okuyucuya özel bir davetiyesidir de aynı zamanda.
Tuğba Esen, kendini kariyer planlarına değil, akıp giden hayata, oyuna adamaktan hiç çekinmemiş, Ermeni kimliğini her zaman cebinde taşımış, kim olduğu kendisine hep "hatırlatılmış" bir aktörü fotoğraflar ve günlüklerin yol göstericiliğindeki bir söyleşiyle anlatıyor.