İki gün sonra köylülerin tümünün katılımı ile mezarlık ziyareti gerçekleştirilmişti…
Herkes ellerini sema ya açarak yakarışlarını Cerit Ağa'ya adamışlardı…
İzzet ve Yadigâr o akşamın bitiminde ayrılmışlardı mezarlıktan.
Dış kapıdan çıkarken, ikisi de geriye dönüp baktıklarında karanlığı deler gibi çevresini yararak uzaklaşan bulutlarla
kardeş olmuş, nurani bir görüntü gökyüzünün aydınlığına doğru hızla yükselip gitmişti…
Belki de tüm huysuzluğunun karşılığını, son günlerde gösterdiği olgunlukla, Tanrısı onu bağışlamış olabilirdi.
Belki de bilemeyiz ki?