Öykü okumanın keyfi nerede, nasıl başlar bilinmez; her okur kendine bir yol çizer ve o yol, akımlardan, yazarın üslubundan bağımsız ilerleyebilir. Okur için bir cümle, bir karakter, olayın ya da durumun varlığı, zaman ve mekan anlatısı bir yakınlık kurmaya yetebilir ve okuma eylemi o kitabı, o yolu seçerek başlayabilir.
Meltem Demir, okuma haritası, rotası olan ya da olmayan ama okumanın keyfini süren okura, yaşamdan herkese değmiş olabilir denilecek anları ayrıntılara, hafızaya takılarak, şimdinin ve geçmişin ağlarını örerek sunuyor. Öyküler sıradan insanın ya da hikayenin sıradanlığı nerede başladı, nerede, nasıl bitti düşündürürken şaşırtan, belki de hiç şaşırtıcı olmayan "gerçek burada yanımızdaydı" bir şekilde ilerliyor. Belki de bu nedenle beklenmeyen ve bir o kadar da beklenebilecek olan incelikli bir finalle buluşuyoruz öykülerde. Dile gösterilen özen, karakter, olay, durum anlatısına işlemiş; süsleme ihtiyacından uzak dilin gücüne inanarak yapılmış serimler öykülerin içeriği kadar etkili.