Geleneksel İslâm düşüncesinde zaman ve mekân sadece dünya ile sınırlı değildir. Bu sebeple klasik tarih yazımı, olayları yatay boyutları içerisine sıkıştırılmış bir tarzda açıklamaz. Bilakis tarihi, yukarıdan aşağıya doğru, metafizik âlemden fizik âleme geçiş sürecini vurgulayarak yaratılıştan itibaren ele alır. 16. yüzyılın en önemli tasavvufî şahsiyetlerinden biri olan Azîz Mahmud Hüdâyîʼnin varlığın safhalarını kaleme aldığı elinizdeki eseri de bu bakış açısına dayanarak âlemin zuhûrundan itibaren bütün olup bitenin tek bir şeyin ortaya çıkışını hazırlamak için meydana geldiğini ifade ediyor: Yaratılışın yegâne sebebi, âlemlerin varlık nedeni ve Allahʼın
sevgilisi Hz. Muhammedʼdir (s.a.v.).
Azîz Mahmud Hüdâyîʼnin "Hz. Peygamberʼin halleri hakkındadır." diyerek tanıttığı Hulâsatüʼl-Ahbâr isimli bu risalesi, varlığın meydana gelişini Hz. Peygamberʼin hayatını merkeze alarak açıklıyor. Sadece görünen değil, aşkın ve metafizik boyutunu da işin içine katarak hadiselerin özünü ve özetini sunuyor. Eser ayrıca âlemin yaratılışı, meleklerin Âdemʼe secde edişi, tevbe ve istiğfârın faydaları, ilim, ma'rifet, tesbih, zikir ve duânın faziletleri gibi bölümleri de ihtiva etmektedir.